Ağır bir depresyon geçirdiğimi düşünüyorum. Ne doğru düzgün yemek yiyorum ne doğru düzgün eğlenebiliyorum. Sanki hayattan hiçbir beklentim kalmamış gibi öylesine yaşıyorum. Final haftam bir türlü bitmek bilmedi. Kabus gibi uzadıkça uzuyor. Seçimler yüzünden erteleme kararı aldılar. Birkaç gün sonra bitecek sınavlarım ama gram umursamıyorum.
Dün gece uyumadan önce hayatım sorgulayıp kendime işkence ettim yine. İnsanlar Çift anadal, yandal, erasmus gibi şeylerle uğraşırken ben burada oturmuş aptal arkadaş ilişkilerimden bahsediyorum. Ya bu böyle nereye kadar devam edecek bilmiyorum. Tek bildiğim hiçbir sonuca varamayışım. Seçimler yüzünden okul ara verince bende film izlemeye başladım. Azıcık kafamı dağıtsın diye bir sürü film açıp kapadım. Bazıları içime sinmedi, bazıları için beklemem gerektiğini düşündüm ve öyle kapattım. İşin kötüsü etrafımda konuşacak kimsenin olmayışı. Emre okul taksitleri için çalıştığı için artık eskisi gibi sık görüşemiyoruz. Özge desen kpss derdiyle uğraşıyor. Onun dışında etrafımda görüştüğüm kimse yok. Okuldakiler var sadece. Onlarla da okulda görüşebiliyorum sadece. Benim hayatım bu kadar işte. Ne bekliyorsun ki. Kalabalık arkadaş grupları mı? Hiç sanmıyorum.
Sırık'ın arkadaşları onu bir yerlere o kadar çok davet ediyorlarmış ki çocuk artık bunalmış. Çocukluk arkadaşları, liseden arkadaşları derken bir sürü arkadaş grubu kurmuş kendine. Hepsi de bu çocuğu bir yerlere çağırıyormuş. Sırık artık kendine vakit ayırmadığından yakınıyordu. Şimdi onun bu anlattıklarını dinleyince kendi boktan hayatıma baktım. Ne yalan söyleyeyim imrendim biraz. Hiç öyle yoğun, dopdolu geçen bir hayatım olmadı. Teyzelerimle birkaç yere gidiyordum eskiden ama onun da bir anlamı kalmadı artık. Çünkü ne zaman bir yerlere gitsek moral bozukluğuyla eve dönüyorum. Hal böyle olunca onlarla bir yere gitmek gereksiz geliyor bana. İnsanların ne güzel hayatları var diye düşünmeden edemiyorum bazen. Bense metroda hayatım sorguluyorum anca.
Sırık bugün sınav konusu sormak için mesaj attı. Zaten arkadaşlarım beni sadece bir şey sormak için mesaj atar. Ulan böyle saçma şey görmedim ben ya. Sınıfta bir kız var. Bana sadece sınav konusu hakkında mesaj atıyor. Ben sert cevap vermeye yeltenmeye karar verdim. Sonra bu durumu Rita'ya danışıp ondan olaya bakış açısı getirmesini rica ettim. Onun fikri benim için önemli sonuçta. O da ''Bir ders için soruyorsa dert etme bence. Fakat sürekli aynı davranışı tekrarlıyorsa bu durumdan rahatsız olduğunu dile getir.'' dedi. Benim dilimin pek ayarı bu konuda. Yani sinirliyken kendimi pek tanıyamıyorum. Yanlış şeyler söylememek adına bu seferlik görmezden geliyorum. Görmezden geldiklerim mahvetti zaten beni hep. Onu görmezden gel, bunu görmezden gel, şunu alttan al diye diye böyle sinir hastası birine dönüştüm.
Sırık ''Olm kendine azıcık güvenin olsun'' dedi bugün laf arasında. Bu sözün ardından uzun uzun düşündüm. Sonra dedim ki ''Sorun güvenmek değil, kendi gerçekliğimi görebiliyorum''. Daha sonra sözlerime ''İnsan kendi gerçekliğini gördüğünde değiştiremediğini anlayıp onunla yaşamayı öğreniyor'' diye devam ettim ama o kadar tesiri olmadı söylediklerimin. Sırık son zamanlarda bana karşı çok iyi davranıyor. Gerçi sınavlarda yardım edemiyor ama olsun sınav sonrası onunla konuşmak iyi geliyor. Çocuk aşırı rahat ve umursamaz birisi. Bütünlemeye kalsa bile umrunda olmuyor. Ben bütünlemeye kalacağım için karalar bağlayıp yas tutuyorum adamın dünya umrunda olmuyor. Ee benimki gibi bi ailesi olsaydı böyle olmazdı. Annem şimdiden alttan alttan laf sokmaya başladı. Çocuğun abisi var tabii. Kendine ait kredi kartı falan var. Benimkiler eve haciz getiririm diye kredi kartı vermiyor bana. Çünkü kitabevlerinde gözüm dönüyor her şeyi alasım geliyor. Şu saçmalığa bakar mısın ya birey olmamı istemiyorlar resmen. Kendim kart çıkarsam kart masrafları, borçlar falan derken yine onlardan yardım isteyeceğim. Bu yaz part time iş bulursam çok rahat edeceğim gibi hissediyorum. Annem bu sabah uyanır uyanmaz bana '' Senden bir halt olmaz. Durmadan yatıp duruyorsun'' dedi. Yeni uyanmışım bak düşün, bu sözleri işitiyorum. Moralim baştan bozuldu be. Bana destek olacağına böyle şeyler söylüyor. Bir ebeveynin böyle davranması bana doğru gelmiyor. Ne olursa olsun yanımda olmasını isterdim.
Arkadaşlarım genelde sınav konusu sormak için mesaj atıyor şu sıralar. Bu durumdan fecii rahatsızlık duyuyorum. Kendimi bir robot gibi hissetmeme neden oluyorlar. Beni sırf bu yüzden arasınlar istemiyorum. Hatrımı sorsunlar, neler yaptığımı merak etsinler, bir yerlere davet etsinler, yaşadığı şeyleri anlatsınlar. Ya bir süre sonra çok rahatsız edici olmaya başlıyor bu mesajlar inan bana. Faik ve Sarışın geçen hafta kopya çekme girişimden dolayı yakalandılar. Ben o gün okulda olmadığım için detayları sonradan öğrendim kendisinden. Çocuk epey üzülmüştü. Gözetmene ters sözler söyleyince adam tutanak tutmuş inadına. Tutanağı da teslim etmiş, nasıl sonuçlanacak bilmiyorum. Çocuğun başına gelmeyen kalmıyor valla ya. Faik tam anlamıyla derbeder bir çocuk.
Geçen gün sınav sonrası fakültede konuşurken ''Bence Hacer'in sevgilisi vardır. Bak sosyal medya hesapları hep kapalı. Kaç kere ekledin kabul etmedi. Belli ki sevgilisi var boşver bu kızı'' dedim. Sonra beni yalancı yaptı. '' Sen hem var diyorsun hem de vardır diyorsun. Niye öyle söylüyorsun. Niye şimdi söylüyorsun, yalan söylüyorsun Entel'' dedi. Çocuk bildiğin yalan söylediğimi sandı. Sonra durumu Ritaya anlattım. Rita da ertesi gün onunla konuştu ve durum halloldu. Rita konuşmasaydı belki de arkadaşlığımız bitecekti Faik ile. Kendisi dürüstlüğe aşırı önem veriyor. Biri yalan söyledi mi anında onu etiketliyor ve unutmuyor yalanını. Artık onun gönül meselelerinden uzak durmaya karar verdim. Çünkü arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyorum. Bak bi o beni aradı şimdiye kadar. Rita da seviyor aslında onu. İyi birisi ama çok tez canlı demişti bir keresinde.

Yolda giderken onlara ''Benim için bi sen bide Sırık önemlisiniz abi. Diğerleri umrumda değil grupta.'' dedim. Kızları bir kenara bırakıp erkeklerle vakit geçirmeye karar verdim. Ya sanırım ben hayatımın yanlışını kızlarla vakit geçirmekle harcamışım. Lisede adam gibi bir erkek grubu karşıma çıksaydı belki de daha güzel olurdu her şey. Lisede sadece Erkan vardı yakın erkek arkadaş olarak yanımda. Keşke doğru insanlar karşıma çıksaydı. Arap Faikle basketbol oynamak iyi geldi bana. Voleybol oynamaktan daha zevkliymiş ya.
Minik durmadan sınav konusu soruyor bana. Gına geldi yemin ediyorum. Ya soruya elbette cevap veririm ama konuşmamızın sürekli bu şekilde olması beni çileden çıkarıyor. ''Entel bu dersten ne çıkar, entel şu sınav sence kolay mıdır'' sürekli bu tarz sohbetler. Rita'nın arkadaş grubuyla genelde sınav sonrası konuşuyorum. Sınav hakkında konuşmak iyi oluyor hepimiz için fakat benim gruptakiler bu durumu hoş karşılamıyor. Kıskanıyorlar belli ki. Tam sohbet sırasında ''Entel hadi geliyor musun'' gibi şeyler söylüyorlar mesela. Halbuki onlar da sohbete katılsa ortalıkta böyle sorun kalmayacak. Şu ana kadar 3 dersin sınavı açıklandı. Diğerlerinin açıklanmasını bekliyorum. Beklerken çıldıracağım yakında. Bazen rüyamda derslerden kaldığımı görüyorum. Şu sonuçları beklemek tam anlamıyla çile ya.
Sabah yaşadığım boğaz ağrısından bahsetmiştim ya sana önceki yazıda hani. Onun için doktora gittim ben. Doktor burnumda kemik eğriliği olduğunu söyledi. Burnumun sol tarafından nefes alamıyormuşum bu yüzden kulağıma hava gitmiyormuş, uyurken ağzımdan nefes aldığım için sabahları yanmalar oluyormuş boğazımda. Bu yüzden bir sürü ilaç verdi. 65 yaşındaki Himmet dede misali ilaç kullanıyorum üçer tane. Lan kocaman burnum var diye rahat koku aldığımı sanıyordum meğer yanılıyormuşum. İlaçlarımı düzenli şekilde kullanıyorum şimdilik. Doktor belki ameliyat edebilirmiş beni. Ameliyat korkum iyice arttı bak şimdi.
Son yaşadığım olayları içimde nasıl anlamdırabilirim bilmiyorum. İçimdeki sevgi boşluğunu hiçbir şekilde dolduramıyorum. Parmak uçlarıma varana kadar yaşadığımı hissetmek istiyorum. Arkadaşlarımla fotoğraflarım olsun istiyorum. Ne bileyim anlamlı bir hayatım olsun istiyorum. Ama hiçbiri olmuyor. Arkadaşlarım bensiz fotoğraf çekiyorlar hep. Bunu Sırık'a söylediğimde ''Yine tribe bağlama'' demişti. Düşünsene arkadaş grubun ayrı ayrı fotoğraf çekiyorlar ama sen yoksun. Niye? Çünkü çirkin bir inek olduğun için. Çirkinliğimden de inekliğimden de kendimden de nefret ediyorum. Keşke hiç varolmasaydım. Keşke annem beni de düşürseymiş karnında. Ne diye hayata tutundum ki. Harry Potter mıyım ben anasını satim.
Bu da şarkımız olsun
Kendine iyi davran.