2018 yılında neler yapmışım?

Pazartesi, Aralık 10, 2018

  Her sene sonunda o seneyi nasıl geçirdiğime dair kendi kendime soru sorarım. Bu soru bazen canımı sıkıyor aslında. Çünkü hayatı yeteri kadar iyi yaşayamadığımı düşünüyorum. Bu hem benim yüzümden hem de yaşam koşulları yüzünden elbette. Hiçbir şey tek taraflı değil sonuçta. Yine de bu sene kendimin biraz daha farkında vardım diyebilirim. Korkularının arkasına saklanarak üzülmeye devam eden çocuk değilim artık. Hem öyle eskisi gibi çok depresif birisi de değilim. Bu tarz olumsuz düşünceler genelde ben yalnızken ortaya çıkıyor. Sen beni sürekli mutsuz biri sanıyorsun belki ama ben sürekli mutsuz gezen birisi değilim. Günlük hayatta çok nadir mutsuz olduğum belli olur. Bunun dışında genellikle ortamın ruhuna uygun davranmaya çalışıyorum. Gülüyorum, sohbet ediyorum, kahkaha atıyorum, dertleşiyorum ve içimden geçen cümleleri söylüyorum insanlara. Kimseyi kırmıyorum kimsenin beni kırmasına da izin vermiyorum. Gerisi kendiliğinden geliyor zaten.

   Bu aralar yalnızlık ara ara yokluyor beni. Yalnızlıktan kastım sevgilimin olmaması ya. Grace ile aylardır konuşmadığım için bu konuda çuvalladığımı hissediyorum. Ofiste hoşlandığım kız da benden sandığım şekilde hoşlanmıyor. Gidip yanına açılsam 'Sen ciddi misin ben hiç öyle bakmamıştım sana'' diyecek ve sonra reddedecek. En sonunda yine hezeyana uğrayacağım. Bu nedenle hiç girmiyorum bu topa. Her şeyin kendiliğinden hallolmasını istiyorum. Çünkü reddedilmek çok ağır bir şey. Bunu kabullenme evresi zaten çok sancılı. Geçmişte bu sebeple çok fazla olumsuz şeyler yaşadığım için artık cesaret edemiyorum. O yüzden şimdilik açılma olayını askıya aldım. Her ne kadar Ash bu konuda adım atmam gerektiğini her gün söylese de kendimde o cesareti bulamıyorum valla.

   Grace hakkında bir hikayeli şarkılar yazmayı çok istiyorum aslında ama yazacaklarımın seni üzmesinden korkuyorum. Çünkü o anları düşünmek bile üzüyor beni. Okurken nasıl olursun inan bilmiyorum. Yine de yazacağım bunu. Belki daha iyi hissederim. Belki onu unuturum. Tıpkı sevdiceği unuttuğum gibi. Onu unutmak çok zor oldu. Tipik bir aptalca hevesten başka bir şey değildi. Unutmak ve bir daha hatırlamamak en iyisi o yüzden.

   Hadi gel bu seneler neler yaptığımı madde madde anlatayım sana. Hazır mısın? Hah tamam öyleyse başlıyorum.


  • ·         Yılbaşını yüksek lisanstan sevdiğim arkadaşlarımla birlikte geçirmiştim. Azıcık ateşim olmasına rağmen bu duruma hiç aldırış etmeyim Üsküdar'da hiç tanımadığım semtte sevdiğim insanlarla bir arada olmanın keyfini çıkarıyordum. İlk defa bir arkadaşımın evinde kalmıştım. O gece sigara içip, dans edip, bol kahkaha atmıştık. Yeni yıla girerken Grace ile konuşmamız aklıma geldi şimdi. Çok mutlu olduğumu söylemiştim. Bu ana tutunmamı ve hiç bırakmamı söylemişti o zaman. Güzel bir yılbaşı geçirmiştim. Kendimi ilk defa bir yere ait hissetmiştim. Bu tuhaf bir duyguymuş. İnsanın sevdikleri yanında olunca her şeyin üstesinden gelebiliyormuş. O gece bunu öğrendim.
  • ·         Yılbaşının ertesi günü Üsküdar'da kız kulesi manzarası eşliğinde kahvaltı yapmıştım arkadaşlarımla. Soğuktu, üşüyordum ama çok mutluydum. Güneşin tenime değişi, boğazın o eşsiz maviliği beni benden almıştı. Sahilde uzun uzun yürümüştük. Yeni yıla güzel başlamıştım. Güzel hava, mis gibi deniz, sohbetini sevdiğim insanlar bana hayatı yeniden sevme umudunu vermişti. Keşke tekrar o anlara geri dönebilsem.
  • ·         Yüksek lisanstan arkadaşlarımla birlikte Balatta şahane bir gün geçirmiştik. Balat'a gitmek benim fikrimdi. Yeni yerler, otantik sokakları keşfetmiştik. Bir kiliseye girip fotoğraflarını çektik meraktan. Sonra peder gelip bizimle tanıştı. Gözleri masmaviydi. Nikita, pederi o kadar çok sevdi ki ''Ya ben bu adamı çok sevdim galiba hristiyan olacağım arkadaşlar'' demişti o heyecanla. Biz de Tegan ile ona gülmüştük. Çok güzel bir andı. O gün birlikte geçirdiğimiz nadir güzel günlerden biriydi. Benim platonikliğim yine canımı yakıyordu her zamanki gibi. Zaten o iş de olmadı. Ben üzüldüğümle kaldım öyle. Sonra o da unutuldu. Her şeyin tek tek yok oluşu gibi...
  • ·         Finaller bittikten sonra Taksim'de kutlama yapmak için metroya binmiştik. Yolda para bulmuştuk. Ben parayı görevliye vermeyi teklif etmiştim. Nikita ve Şahsenem parayı farklı şekilde değerlendirmeyi istedi. Gittik bir dilim pastayı üç kişi yedik. O kadar güzeldi ki o pasta, yedikçe mutlu oldum. Sonra bu halimize çok güldük. O dilim pastayı yedikten sonra bide sigara içtik. Soğuğun götümüzü dondurmasına aldırış bile etmedik. Sonra içki içip hayat ve gelecek hakkında konuştuk. Kendimi en özgür hissettiğim dönemdi. O kadar rahat ve canlıydım ki hayattan büyük keyif alıyordum.
  • ·         Yüksek lisans için başka bir programa başvurdum. Mülakat beklediğimden daha iyi geçti. Daha sonra sonuçlar açıklandı. Puanlarım yeterli gelmediği için kazanamamıştım. Mülakat notum tam puan olmasına rağmen başaramamıştım. Sahile gidip kendimi denize atmayı düşünmüştüm. Sonra bunun aptalca bir fikir olduğunu anlayıp yürümeye devam ettim. Bir ara avazım çıktığı kadar bağırdım sahilde. O anda sanki içimdeki öfke ortaya çıkmış gibiydi. Bu başarısızlığı kabullenmek benim için oldukça zordu. İşim yoktu, okula alınmamıştım, ailem sürekli işsiz olduğum için laf çarpıyordu. Canım çok yanıyordu anlayacağın.
  • ·         Daha sonra işe başvurdum. Elimdeki tek şans buydu ve iyi şekilde değerlendirmem lazımdı. İkinci görüşmeden sonra işe alındım. Daha sonra büyük bir özenle işi öğrendim. Çevremdeki insanlar beni hemen tanımamıştı. Zamanla beni tanımaya başladı. Çoğuyla güzel bir ilişki kurdum. Ash bana her şeyi öğreten insan oldu. Onunla birlikte geceleri tost yiyip saçma youtube videolarına güldük. Ben ona durmadan Sezen Aksu şarkıları dinlettim. O bana deephouse şarkıları dinletti. Zamanla onu daha çok sevdim. Hala da çok seviyorum.
  • ·         Bu sene genellikle tek başıma sinemaya gitmişim. Tek başıma gittiğim filmlerden daha çok keyif aldığımı hatılıyorum. Van Gogh'un biyografi filmi çok hoşuma gitmişti mesela. İzledikten uzun bir süre sonra kendime gelememiştim.
  • ·         Duru ile çok vakit geçirdim. İşe ilk girdiğimi öğrenen ve buna deli gibi sevinen biri olmuştu. Bol bol kahve içip sohbet ettik, sinemaya gittik. Birbirimize hediye aldık. Ona doğum günü hediyesini verirken yüzündeki mutluluğu daha dün gibi hatırlıyorum. Çok mutlu olmuştu. Bu sene onun dostluğu bana ilaç gibi gelmişti. En zor zamanlarımda beni ayağa kaldıran birisi oldu. Çok seviyorum diye gitti bana kolonya aldı. O kolonyayı her kullandığımda onun dostluğunu hatırlıyorum ve bu bana güç veriyor.
  • ·         İşe girdikten uzun süre alışma serüvenim zorlu geçti. Geceleri çalışmanın zorluğunu yaşadım. Uykusuz eve gitmenin yorgunluğunu hissettim. Psikolojik olarak çok çökmüştüm anlayacağın. Kilo almıştım. Boy aynalarından nefret ediyordum. Şimdi hiçbirinden nefret etmiyorum. Kendimle daha barışık oldum kısmen.
  • ·         Grace İstanbul'a geldiğinde onunla buluşup fotoğraf çektirmişiz. Onu çok özlediğimi ilk o zaman anlamıştım. Yağmurlu bir havada Karaköy'de takılıp sorunlarımızdan bahsetmiştik. O beni o kadar çok özlememişti elbette. Sonra geri gitti. Daha sonra mesajlaşma üzerinden konuşmaya devam ettik.
  • ·         Ananemin doğum gününde ona pasta aldım. Onu mutlu etmek hayatımın en önemli amacını teşkil ediyor. Bu yüzden varımı yoğumu onu mutlu etmek için uğraşıyorum. Pastasını yerken çok mutluydu. Annem bu mutlu tablo karşısında bir süre ağlamıştı. Çünkü beni büyüten asıl kişi ananemdi ve bu tablo onu mutlu etmişti. Sanırım hayatımda gerçek anlamda sevdiğim tek insan ananemdir. Sonra annem geliyor tabii. Onun bu mutlu halini fotoğraflamıştım. Arada üzgün olduğumda bu fotoğraflara bakıp mutlu oluyorum. Onu rahat ettirmek için elimden geleni yapıyorum. Onun ölmesinden deli gibi korkuyorum. Bazen bunu düşünüp dakikalarca ağladığım oluyor. Beni ağlatan tek şey bu galiba. İş arkadaşımın ananesi öldüğünde dolmuşta ağlamıştım. Kadını hiç tanımıyordum üstelik ama yine de ağlamıştım. Tuhaf bir andı benim için.
  • ·         Yüksek lisanstaki arkadaşlarım beni çok özlediği için buluşma ayarlamıştık. Moda sahilinde güzel bir havada biraları içip çimlere oturup sohbet etmiştik. İlk defa beni sevdiklerini o zaman anlamıştım. Kocaman kocaman sarılıyorlardı çünkü. Daha sonra çekirdek çitleyip geçmişten ve neler yaptıklarımızdan bahsetmiştik.
  • ·         Duru ile Fatimanın erkekleri isimli tiyatro oyununa gitmişiz. Oyunun sonunda Duru hüngür hüngür ağlamıştı. Oyun bu arada çok güzeldi.
  • ·         Tek başıma Haluk Bilginer'in oyununa gitmişim. O gün nedense çok mutsuzmuşum. Oyunu izledikten sonra iş yerine gidip çalışacaktım. Çevremdeki insanlar hep mutluydu. Bense Haluk Bilginer'i gördüğüm için kendimi çok şanslı hissediyordum.
  • ·         Sırma ile birlikte buluşup sohbet etmişiz. Doğum günümü kutlamak için bana pasta almış ve üstüne yazı yazmıştı. O yazıyı hala saklıyorum. Sırma bağımı koparmadığım ender insanlardan birisidir. Onun arkadaşlığı bana hep iyi gelmiştir.
  • ·         Harry Potter konserine gitmişim. O kadar mutlu olmuştum ki o hafta hep bu hatırayla yaşamıştım. O konserin verdiği huzuru hala çok özlüyorum. İyi ki gitmişim. Tek başıma gittiğim için üzülmüştüm aslında. Üstelik fotoğrafımı hiç tanımadığım ergen bir kıza çektirmiştim. O an kendimi biraz ezik gibi hissetmiştim ama yine de çaktırmamıştım. O fotoğraf sahip olduğum ender mutlu anlardan birisiydi. O konseri keşke tekrar dinlesem.
  • ·         Ezgi ile birlikte tiyatroya gitmişim. Ezgi benim en eski dostumdur. Onunla yıllardır aynı samimiyetle konuşuruz. O gün onunla buluşmak bana iyi gelmişti. Beni anlayan nadir insanlardan birisi olduğu için onun arkadaşlığını çok seviyorum. O gün gittiğimiz tiyatro oyunundan çok keyif almıştım.
  • ·         Şahsenem ve Tegan ile bir yaz günü Cihangir'de buluşmuşuz. Uzun süre buluşamadığımız için epey mutluyduk. Yanımızda Ayta Sözeri oturuyordu ve bizim hiç umrumuzda değildi. Çok keyif almıştım o günden. Birlikte vişneli pasta yiyip çay içmiştik. O gün de epey keyif aldığım anlardan birisiydi.
  • ·         Duru, üçüncü mülakatıma destek olmak için yanıma gelmişti. Birlikte Moda sahiline gidip bir şeyler içmiştik. Daha sonra eve yorgun argın gitmiştik. Deniz yolculuğunda güzel şeylerden konuşmuşuz. Her ne kadar yorgun olsa da benimle fotoğraf çektirdi. Çünkü böyle şeyleri önemsediğini biliyor. Bu arada üçüncü mülakatımda yine yüksek lisansı kazanamadım. 3 kere reddedildim anlayacağın.
  • ·         Lisanstan arkadaşlarımla kahve dünyasına gidip sohbet etmişiz. Sırma sayesinde geçirdiğim bir güzel gün daha anlayacağın. Onun enerjisini ve bana olan anlayışını çok seviyorum. Lisanstan başka bir arkadaşımla da epey sohbet etmiştik o gün. Aynı samimiyetle üstelik. Bu kayda değer bir şeydi benim için.
  • ·         Tegan ile birlikte sergiye gitmişiz. Birlikte sergideki eserleri yorumlayıp fotoğraf çektirmiştik. Bu etkinlikten çok keyif aldığını söylemişti o gün. Birlikte eser yorumlamak çok güzel bir şey. Farklı bakış açısı olması açısından çok faydalı bence bu tarz etkinlikler. Fotoğraflarda da hep güzel çıktı. Ee ben de biraz güzel çıktım tabii.
  • ·         Yüksek Lisanstan arkadaşlarımla buluşmuşum. Birlikte bira içip keyifli vakit geçirmişiz. Uzun süre görüşmediğimiz için konuşacak çok şey vardı. Bu insanlarla uzun süre görüşmesem bile hiçbir şey değişmiyor çünkü samimiyetleri hiç değişmiyor. O yüzden bana karşı çok rahat insanlar. Üstelik kültürlü ve cana yakın insanlar. O gün çok keyif almışım onlarla birlikte olduğum için.
  • ·         Ezgi ve Öznurla buluşmuşum. Onlarla uzun süre buluşmadığımız için daha fazla konuşmuşuz. Öznur'un tavsiyeleri, Ezgi'nin fotoğraf çekme sevdasını daha dün gibi hatırlarım. Liseden beri bu dostluk bir an olsun bozulmadı. Öznur en son anlarımda yanımda oldu. Mantığının sesini hep benim için kullandı. Ezgi hep düşünceli oldu. Hayatımın iki demirbaşı dostları bunlar. Ne yaparsam yanımda oluyorlardı. Onları her gün göremiyordum. Yılda 1-2 kere görüşebiliyoruz sadece.
  • ·         Grace tekrar İstanbul'a gelmiş. Onunla buluşmuşuz. Cihangir'de yemek yemişiz. Ben fotoğraf çektirmek istemişim o reddetmişti. Sonra soğukluk olmuştu. Bir süre sonra ona hediye vermiştim. Uyku gözlüğünü hediye edip üstüne yazı yazmıştım. Yazıyı okuduktan sonra masadan kalkıp bana sarıldı. Fotoğrafımızı çekmişti o halde. Daha sonra tatlı yemiştik. İlk defa çikolatacıya gittiği için çok mutlu olmuştu. Akşam yemeğini salıncakta yemiştik. Ona ''Bugün için doğru düzgün bir fotoğrafımız bile yok. Bir anımız olmayacak sanırım'' demiştim. Bu cümleden sonra bir sürü fotoğraf çektirmiştik. O gece çok mutlu uyumuştum.
  • ·         İşten zar zor izin alıp İzmir'e gitmişim. Hayatımın dönüm noktalarından birisidir bu. İlk defa tanımadığım bir şehre ayak bastım. Tanımadığım insanların evinde kaldım. Denize girdim. Kumru yedim. Yolda kaldım. Uykusuz kaldım ama hepsine değdi. Çok güzel anılarım oldu. Sınırlarımı biraz daha aştığımı hissettim. Grace beni eskisi gibi sevmiyordu. Ben de kendimi sevemiyordum zaten. Yine de yaşama tutunmaya çalışıyordum. Ona kek yapmıştım ve hepsini tek oturuşta bitirmişti ailesiyle birlikte. Kordon'da bira içip güzel havanın tadını çıkarmıştım.
  • ·         Dönüşte uçakla gelmiştim. İlk uçuşum olduğu için epey heyecanlanmıştım. 1 saatlik yolculukta hiç gözümü açmamıştım. İstanbul'a vardığımda derin nefes almıştım. Annem benim yollarımı gözlüyordu. Uzun uğraşlar sonucu eve vardım ve her şey eski haline döndü. Grace ile bir daha konuşmadık.
  • ·         İş yerinden arkadaşlarımla tatlıcıya gitmişiz. Birlikte güzel tatlılar yiyip anın tadını çıkarmışız. Onların sohbetini çok sevdiğimi fark etmiştim o gün. Tatlıları birer birer yerken ortamın büyüsüne kaptırmıştık kendimizi.
  • ·         Lisanstan arkadaşlarımla buluşmuşum. Amelie'yi uzun bir aradan sonra gördüm. Onun varlığı beni yine mutlu etmişti. Hala çok güzel gülüyordu. Yine onu sevdiğimi söyleyemedim. Beni hep esprili buluyordu ve gülümsemesi doğaldı. Onun gibi birisi hayatımda olsaydı çok mutlu olurdum kesin. Ona bakmak bile iyi geliyordu bana.
  • ·         İş yerinde terfi almışım. Artık geceleri çalışmıyorum. Bu nedenle çok mutluyum. Ash ile birlikte çalışamadığım için çok üzülüyorum elbette ama onunla olan bağımı koparmıyorum. Geçen hafta onunla bir şeyler içip sohbet ettik ve bu bana çok iyi geldi. Onun sohbetini, arkadaşlığını hep özlüyorum. Geceleri molaya çıktığımızda dertleşmemizi, depresifliklerimizi, sinirli hallerimizi özlüyorum. Aylardır birlikte çalışıyorduk. Şimdi onsuz çalışmak benim için çok üzücü olsa da bu duruma alışmaya çalışıyorum.
  • ·         Bol bol kitap okumuşum. 26 tane kitabı bitirebilmişim sadece. Sevdiğim kitapları yazarım bir ara. İşe girdikten sonra film izleme hızım düşmüş. Eskisi gibi çok film izleyemiyorum. İzlediğim favori filmleri de yazarım elbette canım ayıpsın. Friends dizisini çok severek izliyorum. Bunun dışında Vikings, How to get away with murder, Daredevil, Six Feet Under, Orange is the new black dizilerini izlemişim hep.
  • ·         Şahsiyet dizisini epey sevmiştim. Bu kadar erken bitmesini beklemiyordum. Masum dizisini de epey beğenmiştim. Harcadılar güzelim dizileri matmazel.
  • ·         Emre askere gitmişti onu uğurlamıştık. Güzel bir uğurlama olmuştu. Ona veda etmek üzmüştü beni ama seneye nasılsa geri geleceği için daha çok vakit geçirme şansımız olacak.
  • ·         Daha fazla tiyatro oyunu izlemek istiyordum ama bu sene az oyun izlemişim gibi hissediyorum. Seneye daha çok oyun izleme hedefim var umarım gerçekleştiririm.
  • ·         Psikolojimin bozuk olduğu bir yıldı. Kendi kendimi iyileştirmeye çalıştığım dönemden sık sık geçtim. Bazı yaralarımı iyileştirdim bazıları öyle açık kaldı ve hala acıyor. O yüzden hiç dokunmuyorum.
  • ·         Kedimi beslemenin, onu sevmenin ruhuma iyi geldiğini öğrendim. Evde bir tek kendini bana sevdiriyor. Ona sarılmak bana ilaç gibi geliyor. Hayatımdaki en değerli varlıklardan birisi de o ve hep öyle kalacak.

   Yukarıda yazılanlar benim bir sene boyunca neler yaptığımın kısmi özeti gibi bir şey. Bütün bunları nasıl mı hatırlıyorum? Çünkü hepsinin fotoğrafını çekmişim. O yüzden fotoğraflar benim için böyle anlarda çok önemli bir şeye dönüşüyor. Onlar olmasa bu yukarıdakilerin hiçbirini yazamadım.Böyle listeler yapmayı seviyorum. En azından ne yapıp yapmadığımı anlıyorum daha sonra okuyunca.

 Daha az depresif olmaya çalışıyorum. Zaten üzülmeye vaktim olmuyor artık. Kimse tarafından özel anlamda sevilmeyeceğimi anladım. Kimse beni özel anlamda sevmeyecek. Bu nedenle yalnızlığa alıştım sayılır. Ash bunun için çok uğraşıyor ama olmayınca olmuyor. Seneye daha mutlu olmaya çalışacağım. Bu sene bana daha güçlü olmayı öğretti. Geceleri kuru ekmek yemenin ne demek olduğunu öğrendim mesela. Bu çok önemliydi benim için. Tam yenildiğimi anladığım sırada başka şeyler oldu. Ben umudumu yitirmemeye karar verdim. Bir gün her şey daha güzel olacak. Şimdilerde bu söze tutunarak yaşıyorum. Sen de öyle yaşa ve hep gül olur mu. Seni çok seviyorum. Bunu sakın unutma olur mu.



Kendine iyi davran.

You Might Also Like

1 kişi benim de tuzum olsun dedi

  1. İşte bir sene daha geride kalıyor. Bazen üzüldük bazen sevindik. En çok da yaşadık ve yaşadıklarımız anılarımız oldu. Elbette depressif günlerimiz oldu. Onlarla başetmeyi de öğrendik. 2019 umut dolu, daha da güzel bir yıl olacak. Yaşama dair mücadelemiz devam edecek.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Subscribe

subscibe