2019 benim için hiç iyi başlamadı. Dün
yaşadığım olaylardan sonra hayata devam edebilmek benim için çok zor. Hala
kendime gelemedim. Üstelik hiçbir şey yapamıyorum. Ne yemek yiyor, ne bir
şeyler izliyor, ne de gülebiliyorum. İşin kötüsü kendimi kilitlenmiş gibi
hissediyorum. Hareket etmek bile çok zor oldu bugün benim için. Allahım ben bu
duruma nasıl alışacağım şimdi ya.
Lafı fazla uzatmayacağım bu sefer. Çünkü ne
kadar yazarsam yazayım artık okumuyorsun biliyorum. Hem artık insanlar yazı
falan da okumuyor her şey video platformlarına kaydı. Bende de video çekme
cesareti olmadığı için yazarak varolmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Bide yazı yazacak moralim yok eskisi gibi. Şu an o kadar moralim bozuk ki bu cümleleri yazarken göğsüm ağrıyor. Dün işten
ayrıldım. Birdenbire oldu her şey. Akşama doğru ofisteki yönetici beni yanına
çağırdı. Ben o sırada kendi işlerimi halletmeye çalışıyordum. Sorumlu olduğum
bir marka, şirketle anlaşamamış. Marka gidince ben de kısmen boşta kalmış gibi
oldum. Başka markam vardı tabii ama o pek vaktimi almıyordu. Bunun dışında
arkadaşlarıma sürekli destek oluyordum. Hiçbir şekilde boş kalmıyordum. Boş boş
takılmayı ben de sevmem zaten, içime sinmez. Yine de bu durumu farklı yorumladı
yöneticiler. Çok üzüldüm ve hala çok üzülüyorum. Sorumlu olduğum markanın
stresini kaldıramadığımı ve iyi şekilde durumu yönetemediğini belirtti konuşmamızda.
Stres ortamıyla başa çıkamadığımı ve gündüz vardiyasında bunun ilerde sorun yaratacağını belirtti.
Konuşmanın başında ideallerimden bahsetmiştim oysa. Ne kadar salağım ya ne
kadar salak!
O konuştukça benim suratım daha da düştü
çünkü hiç böyle bir konuşmayı hesaba katmamıştım. Gece çalışmamı önerdi. Bende
gece çalışmanın sağlığımı çok bozduğunu belirterek kabul etmedim. Tatlı bir
şekilde ayrılalım o zaman diyerek noktayı koydu. İstifamı yazdım. Giriş
kartlarımı verdim. Sekreter arkadaşıma söyledim ilk. Beni sakinleştirmeye
çalıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum çünkü. Her şey çok ani oldu. Sonra
bilgisayarımı kapatıp masamdaki eşyaları topladım. Eşyalarımı çantama koydum.
Daha sonra koltukta oturup çıkış saatimi bekledim. Dakikalar geçmek bilmedi.
Seda'yı aradım. Artık çalışmayacağımı söyledim. Kız da neye uğradığını şaşırdı.
Ona bunları anlatırken ağlamaya başladım. Aylardır ağlayamıyordum. Sesim o
kadar kötü çıkıyordu ki ağlamaktan konuşamıyordum bile. Güçlü durmaya çalışıyordum ama
başaramıyordum anlayacağın. Ağladıktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Ofisteki
arkadaşlarım teselli ettiler. Daha sonra herkesle tek tek vedalaştım. Onlar da
bu duruma şaşırdılar haliyle. Ofisten çıkarken sesim titriyordu ve son cümlem
''Her şey için teşekkür ederim'' oldu. Eve nasıl gittim o yol nasıl geçti
bilmiyorum. Hala kendime gelemedim. Ash'le telefonda konuştuk. Duruma epey
sinirlendi ve bu haksızlığı kabul etmedi. Daha sonra eve gittim. Yol boyunca
aileme bu durumu nasıl açıklayacağımı düşündüm. Eve yaklaştıkça nefesim daha
çok daraldı. Annemler beni yemeğe bekliyordu her zamanki gibi.
Annem bir şeylerin ters gittiğini anladı.
Ona üzgün bir ifadeyle işten ayrıldığımı söyledim. Ev birdenbire sessizleşti.
Babamın biraz suratı düştü. Annemin üzgün surat ifadesi yine ortaya çıktı.
Bende mahcup bir ifadeyle sofradaki tuza baktım. Ailem bu durumu anlayışla
karşıladı bende üzüntüyle. Onlar yemek yemeye başlarken ben ağlayarak üstümü
değiştirdim. Annem ağlamamı her şeyin bir gün düzeleceğini söyledi. Babamsa
askerden sonra yine iş bulacağımı söyledi. Daha sonra teyzemle konuştum. Ezgi
ve Öznur da bu durumu şaşkınlıkla karışık üzüntüyle karşıladı. Çok alışmıştım
her şeye. Oradaki insanlara, işime, sabahları erken uyanmaya vs. Şimdi bütün
bunlara veda etmek benim için çok ağır oldu. Üzüntüden şu an ne yazacağımı bile
bilmiyorum. Artık yazı yazmak bile istemiyorum. İçimden gelmiyor hiçbir şey.
Bugün işsiz kalışımın ilk günüydü. Saatlerce oturup boş duvarı seyrettim ve
salaklığıma sövdüm bol bol. Toparlanamıyorum blog. Hayatım mahvoluyor ve ben
toparlanamıyorum. Yine bir şeyi daha elime yüzüme bulaştırdım. Zaten hayatım
boktandı bu olay da tuz biber oldu. Mart'a kadar nasıl kendimi toparlarım
bilmiyorum. Ne istediler benden onu hiç anlamıyorum. Namusumla torpilsiz bir
şekilde çalışmaya çalışıyordum ama görüyorum ki bunlar yetmiyor iş dünyasında.
Katlandığım onca mobbingi nasıl unutacağımı düşünüyorum sadece. Emeklerim,
geceleri uykusuz kalışlarım hep boşunaymış onu anladım. Ben karmaya inanıyorum.
Ne yaşatırlarsa onu yaşayacaklar elbet. Yine o dipsiz kuyuya düştüm. İşin
kötüsü bu sefer beni yukarı taşıyacak bir halatım yok. Allah karetsin. Yapayalnızım.
Yapayalnız.